Bilginin Adresi Ana Sayfa
Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Bilgisayar Güvenliği / Computer Security > Güvenlik / Security Makaleleri
  Aktif Konular Aktif Konular RSS - Maksatlı Zincir Mail Olayı Danone Satışlarına % 26 Gerileme Zararı Verdi -3
  SSS SSS  Forumu Ara   Events   Kayıt Ol Kayıt Ol  GiriÅŸ GiriÅŸ

Maksatlı Zincir Mail Olayı Danone Satışlarına % 26 Gerileme Zararı Verdi -3

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
Mesaj
megabros Açılır Kutu Gör
Security Professional
Security Professional
Simge

Kayıt Tarihi: 08-06-2009
Konum: Turkey
Status: Aktif DeÄŸil
Points: 752
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Thanks (0) Thanks(0)   Alıntı megabros Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: Maksatlı Zincir Mail Olayı Danone Satışlarına % 26 Gerileme Zararı Verdi -3
    Gönderim Zamanı: 25-03-2011 Saat 14:55

Danone açıklamasına da bakarsanız, “mailleri kötü niyetle gönderenlerden de bahsediliyor”. Kötü niyetin seviyesi nasıl anlaşılıyor, yoruma bağlı ama bizim okuyucularımıza bu yazı dizisi ile ısrarla anlatmaya çalıştığımız konu, “doğruluğunu kendi gözünüz, kulağınız, bilginiz ile bilmediğiniz, kontrol etmediğiniz iddialar taşıyan mailleri en iyisi forward (yeniden yönlendirmek) etmeyiniz”

Doğruluğunu kontrol etmeden mail yönlendirme yapmanın doğru olmayacağını anlattığımız yazımızın bu bölümünde, geçtiğimiz dönemlerde yaşanan 2 örneği anlatalım;

Danone için 2005'de Sahte İmza ile Yayınlanan İçerik ve Mail Olayı


Sorunlu zincir maillerden en hatırlanan ve zarar getirenlerden birisi Danone firmasının başına geldi. 2005 mayıs ayında bir internet sitesinde, üstelik Karadeniz Teknik Üniversitesi profesörlerinden Turan Akdeniz tarafından verilmiş bilgiymiş gibi yayınlanan iddiaya göre, "Fransız Danone’nin Türkiye için üretilen ürünlerinin içinde çocukların zihinsel ve bedensel gelişimini olumsuz etkileyecek madde koyduğu ve 2-12 yaş arasındaki çocukların tükettiği ürünlere konulan maddeyle gelecek nesillerin zeki olmasının engellenmesi çabası olduğu” belirtiliyordu.
 

Bu içerik daha sonra bir mail haline dönüştürüldü ve mail listelerinde, baştan beri bahsettiğimiz şekildeki bilinçsiz kullanıcı eylemleri ile de dağıtıldı. Ama ilk gönderenlerin kasıtlı gönderdiği de belirtiliyor. Danone daha sonra yaptırdığı bir araştırma ile mailin 6,3 milyon kişiye ulaştığı bilgisine ulaştığını açıkladı.

Olayın üzerinden 4 yıl geçti. Ama önemli bir örnek olduğu için okuyucularımıza son durumu aktarmak istedik. Danone Firması turk.internet.com’a olayı ve bugünkü durumu şu şekilde özetledi :

2005 yılı mayıs ayında bir internet forum sitesinde yer alan tamamen hayal ürünü ve asılsız bir yazı ile başlayan hakkımızdaki karalama kampanyası; şirketimizi, çocuklarımızın gelişimini olumsuz etkileyen ürünler ürettiği iddiasıyla zan altında bırakmayı hedeflemiştir. Bu süreçte, bu asılsız yazılara, Sayın Prof. Dr. Turan Karadeniz’in imzası, kendi bilgisi ve onayı olmadan eklenmiştir. Saygın bir kuruma bilinçli bir şekilde zarar vermek için; saygın bir akademik kurumun ismi ve saygın bir bilim adamının imzası, izinsiz ve habersiz bir şekilde kullanılarak, tamamen hayal ürünü bir mesaj oluşturulmuş ve elektronik posta zincirleri ile yayılması sağlanmıştır.

Bu kampanya, Türkiye’de her 3 anneden biri tarafından bilinir boyuta ulaşarak, Türkiye’nin en büyük karalama kampanyası haline gelmiştir. Bu kampanyayla birlikte sadece şirketlerin itibarı değil; kategoriden gelir sağlayan birçok çiftçi ve çalışan ekonomik olarak zarar görmüş; gıdaların denetiminden sorumlu T.C. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı mağdur durumda bırakılmış; saygın bir profesörün adı bilgisi dışında asılsız bir habere alet edilmiş; sorumluluk duygusuna sahip birçok anne çocukları için gereksiz bir endişeye itilmiş ve daha da önemlisi severek tükettikleri ve gelişimlerinde gerekli olan besin maddelerini içeren sağlıklı bir üründen çocuklar bir süreliğine de olsa mahrum bırakılmıştır.

Ortaya çıkan bu durumda çocukların sağlıklı gelişimi için gerekli besinlerin başında gelen sütlü ürünlere karşı annelerin güvenini azalmış bu sebeple de çocuk sütlü ürünler kategorisinde %26’lık ve çiğ süt alımlarında tüm kategori genelinde yaklaşık 15.000.000 litre daralmaya sebep olmuştur.

Internetten başlayarak yayılan bu tür karalama kampanyalarında yasal sürecin hemen başlatılması çok büyük önem taşımaktadır. Bu paralelde başlattığımız yasal süreçte;

2005 yılının Ekim ayı içerisinde; konu ile ilgili ilk bilgilerin tarafımıza ulaşmasıyla, çıkış noktasının araştırılması çalışmalarına başlanmış, internet üzerinden iletilerin geriye yönelik takibi ile iddiaların kaynağına ulaşılmıştır. Aynı yılın Mayıs ayı içerisinde bu yazının internette ilk kez yayınlanmış olduğu tespit edilmiştir.

Bu yazı ve ilgili internet sitesi hakkında tespit yaptırılmış ve hukuki süreç resmen başlamıştır.

Hukuki süreç içerisinde; Ticaret Mahkemesi tarafından, Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca, sitenin sayfasına Türkiye'den ulaşımın engellenmesine dair ihtiyati tedbir kararı alınmıştır.

Site yönetimi, haklılığımıza inancı doğrultusunda 24 Ocak 2007 tarihinde Özür ve Düzeltme yazısını yayınlamıştır. Site yönetiminin aldığı önlem ve yaptığı düzeltmeler sonrasında aramızdaki adli süreç, sulh ile sona ermiştir.

Adli süreçte tespit edilen Bilgisayar Takip (IP) Numaraları, Cumhuriyet Savcılığı’na intikal ettirilerek suç duyurusunda bulunulmuştur. Bu karalama kampanyasını başlatmış kötü niyetli kişiler ve bu karalayıcı mesajları kötü niyetli olarak çeşitli kitlelere ileten diğer şüpheliler adli makamlarca tespit edilmiştir ve halen tutuksuz olarak yargılanmaktadır.

Türkiye tarihinde bir firmanın internette hedef olduğu en büyük karalama kampanyasına yönelik çalışmalar ve gelinen son nokta, 5 Nisan 2007’de gerçekleşen basın toplantısı ve ardından TV ve gazete ilanları ile desteklenen Kamuoyu Duyurusu kampanyası ile kamuoyuna duyurulmuştur.

Bilindiği üzere internet; bilgi paylaşımı, özgür ifade ve iletişim açısından sınırsız olanaklar sunmaktadır. Ancak, internetin özgür ortamının, kişileri ve/veya kurumları hedef alan kötü niyetli faaliyetler için kullanımına her zaman şahit olmaktayız.

Sunduğu yüksek teknoloji ve geniş bilgi ağı sayesinde, internet son derece inandırıcı bulunmakta, bu da ne yazık ki kötü niyetli bu faaliyetlerin inandırıcılığını tetiklemektedir. Bu sebeple bu tipte asılsız haberleri duymuş ve şüpheye düşmüş tüketicilerimizin doğru ve yaygın bir şekilde bilgilendirilmesi çok büyük önem kazanmaktadır.

Bu paralelde, tüketicilerimizi doğru bilgilendirmek amacıyla, ilk günden itibaren Danone Mutlu Tüketici Hattı’mıza başvuran tüketicilerimize konunun asılsız içeriği ile ilgili bilgilendirme yapılmış ve konu ile ilgili soru yönelten tüketicilerimize bilgilendirme broşürleri hazırlanmıştır.

Diğer yandan tüketici iletişimi konusunda en hassas kararın ise kamuoyu iletişiminin hangi noktada yapılacağına karar vermek olduğunu düşünüyoruz. Asılsız haberin tüketici bilinirlik seviyesinin tüketici araştırması ile takip edilmesi, bu noktada önemli bir veri oluşturmaktadır.

Bu anlamda bu asılsız haberin bilinirlik düzeyini, hukuki sürecin başlatılması ile eş zamanlı olarak, düzenli bir sıklıkla tekrarlayacak şekilde tüketici araştırmaları yapılmış ve iletişim stratejisi tüketici bilinirlik araştırmaları sonuçlarına paralel olarak kademelendirilmiştir. Bu stratejimiz doğrultusunda, 360 derece iletişim yaklaşımımız ile konunun aydınlatılmasına yönelik online mecraların da dahil olduğu birçok kanaldan gerçekleştirdiğimiz etkin iletişim faaliyetleri ile tüketicilerimizin en iyi şekilde bilgilendirilmesi hedeflenmiştir. Kamuoyu duyurusunun etkinliğini ölçmek için yaptığımız tüketici araştırmaları da bu iletişimin başarısını teyit etmektedir.

Danone firması olayın neden meydana geldiği konusunda bilgileri olup olmadığı şeklindeki sorumuza bir cevap vermedi ama bize ulaşan yorumlarda firmanın Fransızlara satılmasının etkisi olduğu iddiaları bulunuyordu. Her neyse, sonuçta şu veya bu nedenle bu tür bir olay yaratıldı. Peki, etkisi ne oldu derseniz, ona da bakalım:

Danone Olaydan % 26 Zarar Gördü
Danone firmasının, olay sonrası çabalarından birisi olarak düzenlenen panelde konuşan T.C Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı İstanbul İl Müdürü Ahmet Kavak, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’nın üretim izinlerini veren devlet otoritesi olduğunu ve bu izinler verildikten sonra da gerek habersiz üretim ve iş yeri denetlemelerinin sürdüğünü belirten Kavak, TKB onaylı üretim sertifikalı ürünlerin güvenli olduğunu belirtti.

Ama bir söylentiyle başlayan olay, resmi makamların bu ifadesini düşünemedi ve zarar verdi. Danone’nin açıklamasından da göreceğiniz üzere, zarar gören taraflardan birisi “düzmece haberde” imzası bulunan Prof.Dr. Karadeniz, bir diğeri Danone firmasına süt satan üreticiler ve en çok da Danone firmasının kendisi.

Prof.Dr. Karadeniz kendi imzası ile yayınlanan e-mailin doğru olmadığını anlatmaya çalıştı ama bir yandan da bu olayın kendi itibarını zedelediğini, mağdur durma düştüğünü düşündüğü bildiriliyor. Gerçi kendisinin bu konuda herhangi bir hukuki başvurusu olduğunu duymadık.

Diğer yandan Danone Türkiye Hukuk Bölümü Başkanı Özlem Oral Mamak’ın yaptığı bir açıklamaya göre, iddialar 6.3 milyon kişiye ulaştı. Bu rakamın içinde, 1 milyon kişiye mailler aracılığıyla, geri kalanı kulaktan kulağa yayıldı.

Özellikle sütlü çocuk ürünleri kategorisinde lider olan Danino ürününü hedef alan bu karalama kampanyası sonrasında, kategori satışlarında %26’lara varan gerileme görüldüğü ve bu gerileme sonucunda, çiğ süt alımlarında tüm kategori genelinde yaklaşık 15.000.000 litre daralma olduğu belirtiliyor.

Zincir Mail’den Zarar Gören Firma, Bu Zararı Nasıl Geri Alacak?
Bu yazı dizisinin nedeni de bu bölümü anlatmak. Düşünün ki, bu kadar zarar gören bir firma, bu zararı karşılığında ne yapar?

Danone öncelikle olaya karşı halkla ilişkiler çalışmalarına ağırlık verdi. Tekzip anlamına gelecek adımlar atarak, broşürler bastırttı ve hedef kitlenin bulunabileceği ortamlarda dağıttırdı ama yine de 6,3 milyon kişiye ulaşabildi mi? Tabi ki hayır.

Bugün için bu tür, firma ya da kişilere zarar veren, hakaret türü suçlar için neler yapılabilir konuları nispeten yeni konular ve dolayısıyla henüz sadece maili yaratan insanlar hedefleniyor ama hukukçulardan bazıları mailleri forward (yeniden yönlendirmek) eden kişilerin de sorumluluğu olabileceği düşüncesinde.

Özellikle Danone olayında meydana gelen zararın ortaya konulduğunu düşünürseniz. Bu zarara karşı, olayın yaratıcılarının sorumluluğu tespit edilirse, alacakları cezalar daha iyi anlaşılabilir.

Danone açıklamasında "Bu karalama kampanyasını başlatmış kötü niyetli kişiler ve bu karalayıcı mesajları kötü niyetli olarak çeşitli kitlelere ileten diğer şüpheliler" ifadesini kullanıyor. Bu kişilerin tutuksuz olarak yargılandığını açıklıyor. Biz kötü niyetin nasıl belirlendiğini ya da ne tür hareketlerin kötü niyet olarak yorumlandığını bilemiyoruz. Bu konu hukukun işi.

Ama bizim turk.internet.com okuyucularına bu yazı dizisi ile ısrarla anlatmaya çalıştığımız konu, “doğruluğunu kendi gözünüz, kulağınız, bilginiz ile bilmediğiniz, kontrol etmediğiniz iddialar taşıyan mailleri en iyisi forward (yeniden yönlendirmek) etmeyiniz” tavsiyesidir.

Saygılar.


Düzenleyen megabros - 25-03-2011 Saat 14:56
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör



Bu Sayfa 0.180 Saniyede Yüklendi.